Ankaragücü Tarihi,ankaragucu,1910,futbolcuları,formaları,armaları,kazandığı kupalar,başarıları,resi

Ankaragücü Tarihi,ankaragucu,1910,futbolcuları,formaları,armaları,kazandığı kupalar,başarıları,resi

Ankaragücü Tarihi,ankaragucu,1910,futbolcuları,formaları,armaları,kazandığı kupalar,başarıları,resi

Sabri Mermutlu İle Söyleşi




Ankaragücü Başkanı  Sabri Mermutlu İle Söyleşi;

- o zaman bolu'dan dönerken, nasıl karşılandınız? 


sabri mermutlu: bolu'dan dönüşümüz muhteşem oldu. arabaların bir ucu bolu'da, bir ucu ankara'da! tabii o zaman sıkıyönetim var. vali beye götürdük kupayı. hanımıyla birlikteydi, verdik kupayı.

"o son 15 dakika neydi öyle yahu, az kalsın kalpten gidecektim" dedi.

dedim ki, "öyle sayın vali, kolay şey değil tabii".

sonra da "şimdi de devlet başkanlığı kupası'nı istiyorum" dedi.

"sayın valim, amma şey istiyorsun sen," dedim.

"ben anlamam" dedi.

kupa da bir gün benim evimde durur, ertesi gün fabrikada, üçüncü gün de müzeye kaldırılır.

dört gün sonra devlet kupası vardı. ben ilk defa o zaman, akşam evde değil, takımla birlikte otelde kaldım. neyse, vali geldi, topladı bizi. 'arkadaşlar, ben küfür istemem, kenan paşa da gelecek...' dedi. vali bey, biz ne yapalım taraftarı. küfür etmesine nasıl engel olabiliriz ki? neyse, birkaç tane amigo vardı, onları toplattık. valinin karşısına dizdik. vali, bakın bir küfür duyarsam, mamak'a gidersiniz, dedi, korkuttu onları. biz de amigolara, yahu bir taraf mustafa, öbür taraf kemal diye bağırsın filan dedik... maç günü, şeref tribününe beni ve trabzonspor başkanını aldılar. o zaman kimseyi almazlardı. önümüzde kenan paşa ve konsey üyeleri.

müthiş bir oyunla trabzonspor'u da nazmi'nin attığı golle yendik. kenan paşa çok memnun oldu; kalktılar beni onunla tanıştırdılar. trabzonluya da tebrik ederim' dedi. eksik olmasın trabzon'un başkanı da, "efendim, ankaragücü 1. lig'i haketti" dedi.

üç gün sonra genel kurul oldu ve ben orda veda ettim. çünkü çok yıprandım. o dört arkadaşın da bizi bırakması, beni etkiledi. bir de o sıralarda banker olayları vardı ve yöneticilerin bir tanesi de bankerdi. yakup ismindeki bankerin başkan olmasını istiyorlardı. çünkü diğer yöneticilerin paraları da ondaydı. çok ısrar ettiler kalmam için ama ben o adillerin takımını teslim ederek, ayrıldım.



o yıllarda trabzonlu bir falcı vardı.maçtan önce demişki trabzon 3-0 alacak bende o falcı maç oynanmadan kazanılmadığını anlamalı dedim.arkadaşlarla gülüştük.biz yeneceğimizden emindik.maç öncesi skorlarda hep 1/0 galibiz diye yazdık ve yazdıklarımız cıktı.sağmı bilmiyorum o falcı arkadaş.biz işimizi fala bırakmayız onu bilmiyorlardı..   





***


- Ankaragücü'ne nasıl, ne zaman başkan oldunuz ve haç sene başkanlık yaptınız?

sabri mermutlu: 1969'da ankaragücü'ne as, yani ikinci başkan oldum. 1975 yılında da başkan oldum. altı yıl asbaşkanlık, altı yıl da başkanlık yaptım. 


- unutmadığınız anlar olmuştur...

sabri mermutlu: o zaman hep bir içeri, bir dışarı oynuyorduk. en önemli maç, fenerbahçe'yleydi. istanbul'da 1-0 yendik, burda 1-1. arkasından beşiktaş burda bizi 2-0 yendi, hakemle birlikte.

şu an bile hatırlıyorum, bir oyuncuları kendisini yere attı, hakem hemen penaltı verdi. hrubesch memet, penaltı çizgisinde tam topa vuracak, arkadan geldiler, indirdiler: penaltı dedi. fakat, kupa bu, bir gol çift puan sayılıyor ya deplasmanda. birden eyvah dedi, avantaj ankaragücüne geçiyor diye düşündü ahlâksız adam. getirdi topu, 18 çizgisinin dışına koydu! çocuklar yırtılıyor, kalenin önünde olmuş olay. yok, burda, dedi. 40 bin seyirci, sustu. yapacak bir şey yok. ihsan sakatlandı, hastaneye götürdük. bizim izmir'den getirdiğimiz, kiralık oynayan bir oyuncu, şeref tribününün önünde kıvranıyor, yerde. gittiler, çocuğu sürükleyip, pistin dışına attılar! beşiktaş'ın seyircisi bile sustu. koskoca stadda büyük bir sessizlik oldu. bu çok önemli bir olaydı.

neyse o gün, takımın mecidiyeköy'de kaldığı otele gittim. bizim çocuklar, yılmaz hoca, baskın, adil dahil, ağlıyorlar.

on beş gün sonra rövanş, ankara'da. her zamanki gibi, 30 bin kişinin önünde, çarşamba günü, ankara'da! sanki seyirci de bir şey anlamış gibi. bizim fuat vardı, gitmiş beşiktaş'ın soyunma odasının kapısına, kafasını vuruyor. 'bugün kan kokuyor, kan' diye bağırıyordu. "git oğlum, git!" dedim.

girdim salona, oyuncularıma dedim ki: 'arkadaşlar, centilmenlik dışına çıkmayın sakın'.

ama bizimkiler takıma bir çıktılar ki, allah allah! ben de şaşırdım. 2-0'da bitirdik. uzatmalarda da, bacağından tutup dışarı attıkları çocuk da 3. golü attı mı!

30 bin kişi, inliyor resmen. ben şeref tribününden düşmüşüm, beşiktaş hastası olan orgeneralin yanına! 3-0 onu da eledik. sonra bolu'yu yendik ve kupayı aldık. 


 
( Ziya Adnan'nın "çünkü biz ankaragüçlüyüz!.." isimli kitabından)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlana Biçimi Kısmından; Anonim veya Adı/URL kısmını Seçerek yorum yapabilirsiniz.
YORUMLARINIZ KONTROL EDİLDİKTEN SONRA, EN KISA SÜREDE YAYINLANACAKTIR.