Ankaragücü Tarihi,ankaragucu,1910,futbolcuları,formaları,armaları,kazandığı kupalar,başarıları,resi

Ankaragücü Tarihi,ankaragucu,1910,futbolcuları,formaları,armaları,kazandığı kupalar,başarıları,resi

Ankaragücü Tarihi,ankaragucu,1910,futbolcuları,formaları,armaları,kazandığı kupalar,başarıları,resi

Baskın Soysal Ropörtajı

Onu 2 yıl önce 23 Haziran 2008'de kaybettik. Çok büyük bir Ankaragüçlüydü. Baskın Soysal'ı unutmak, Ankaragücü'nün şanlı tarihine de unutmak demektir. Anısı için, ölümünden kısa zaman önce Orhan SAL ile yaptığı röportajı;




Baskın Soysal kendi döneminin en iyi kalecilerindendi. Onun kalede olduğu dönemlerde Ankaragücü ligin her zaman en az gol yiyen takımlarından biriydi. Hatta 1970-71 sezonunda en az yiyeniydi. 1971-72 sezonunda Türkiye Kupası’nı ilk kez Ankara’ya getirdiler. 1 sezon sonra yine final oynadılar. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Kupalarını finalde kaybettiler. Ankaragücü’nün 8 kişiyle İstanbul’da Fenerbahçe’yi yendiği maçta kalede o vardı. 8 yıl Ankaragücü’nde forma giydi. Futbolu bıraktıktan sonra sarı-lacivertli renklerden kopamadı. Ankaragücü’nün her yaş grubunda ve A takımda antrenörlük yaptı. Bir Ankaragücü sevdalısı. Eşi Birsen Hanım’ın dediği gibi “Kanını akıtsan sarı-lacivert akacak” kadar.
Bizde hayatının önemli bir bölümünü Ankaragücü’ne adayan Baskın Soysal’ı ziyaret ettik ve kendisine sorularımızı yönelttik…
Sizi tanımayan yeni nesil için futbol geçmişinizi anlatabilir misiniz?
Baskın Soysal: Futbola 1958 yılında 17 yaşında Vefa’da başladım. Daha sonra Hacettepe’ye geldim. Hacettepe’de 6 sene oynadım. Orada Ümit Milli oldum. 1969 yılında Ankaragücü’ne transfer oldum. 1977 yılında Ankaragücü forması ile futbola veda ettim. 90’lı yılların sonuna kadar Ankaragücü’nün her katagorisindeki takımında antrenörlük yaptım.
Hacettepe’den Ankaragücü’ne sizi kim transfer etti?
Baskın Soysal: Ankaragücü’ne beni “Beton Mustafa” olarak bilinen. Rahmetli Mustafa Ertan transfer etti.
O dönemde bir Hacettepe gerçeği vardı. Hacettepe futbol takımı hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?
Baskın Soysal: Hacettepe o dönemde çok iyi bir takımdı. Kadrosu çok güçlüydü. Onursal Uraz, Nejdet Niş, Büyük Suphi, Küçük Suphi, Kuşçu Nuri gibi dönemin en tanınmış futbolcuları ile oynadım.
Ankaragücü ile Hacettepe’nin karşılaştırmasını yapabilir misiniz?
Baskın Soysal: Hacettepe kısa bir dönem Birinci Lig’de oynadı. Daha sonra geriledi. Kulüp bir ara Hacettepe Hastanesi’ne bağlandı. Tekrar semte döndü. Camuzoğlu oldu, Keçiörengücü oldu, sonra kapandı. Ankaragücü 1910 yılından beri yaşayan köklü bir kulüp kıyaslamak çok zor.


Ankaragücü’ne ilk geldiğinizde neler hissettiniz?
Baskın Soysal: Ankaragücü’nün büyüklüğü hemen hissediliyordu. Sezonun ilk devresinde oynayamadım. Adaptasyon devrem zor oldu. Ondan sonra toparlandım. Kaptanlığa kadar yükseldim. Aydın’la beraber kaleyi korudum.
Aydın Tohumcu gibi sizin kadar değerli bir kaleciyle aynı dönemde oynadınız. Aranızdaki rekabet nasıldı?
Baskın Soysal:
Rekabetten ziyade çok iyi anlaşırdık. Bazı hocalar; bir maç beni, bir maç onu oynatırdı. 


Birsen Soysal: Ailece görüşürdük. Rahmetli çok iyi insandı. Çok duygusaldı. Kötü bir şey olunca kafasına çok takardı. Ağladığı olurdu.
O dönemde Ankaragücü’nde oynayan tüm futbolcular “kaliteli” ve “sembol” isimlerdi…
 

Basın Soysal: Kaç sene beraber oynadık. Değişen 1-2 kişi oldu. Herkes birbirini çok iyi tanırdı. Mesela bana top geldiğinde sol bek Müjdat’a atardım. Ondan sonra ne yapacağına dönüp bakmazdım bile. Tekniği çok iyiydi. Alıp giderdi. İsmail, Erman, Melih, Selçuk, Mehmet, Köksal, Sakıp, Büyük Coşkun, Küçük Coşkun hepsi büyük futbolculardı.
Fenerbahçe’yi İstanbul’da 8 kişiyle yendiniz ve tarihe geçtiniz. O maçla ilgili neler hatırlıyorsunuz?
Baskın Soysal: O maç bir efsanedir. İnanılmaz, müthiş bir maçtır. Maç 1-1. Baktım Erman ve Tatar Metin atıldılar. Çok sinirliyim. Kendi kendime “Hakemin yanına gitme” diyorum. Birden kaptan Selçuk’ta atıldı. 3 arkadaşımız sıraya dizilmişler numaralı tribünün önünden dışarı çıkıyorlar. Dayanamadım gittim hakemin yanına; “Kaptanı niye attın?” dedim. Hakem; “Kaptan bana vicdansız dedi” diye cevap verdi. Hakeme bağırdım, çağırdım. Ağır sözler söyledim. Hakem Muzaffer Sarvan beni atamadı. “Baskın git kalene” dedi.
Maç devam ediyor. 8 kişi kalmışız. Saha çok ağır. Hepimiz çamur içindeyiz. Maç devamlı bizim kalede oynanıyor. Korner attılar, çıktım topu aldım. Sarı Mehmet’e verdim. Orta sahada Köksal’la Fenerli Cevher bekliyorlar. Sarı Mehmet kafayı bir kaldırdı, topu Köksal’a verdi. Köksal topu bir aldı, bastı Cevher’e çalımı. Bir çalımda kaleci Datçu’ya attı. Vurdu ve gol. 8 kişiyle 2-1 öne geçtik. Statta çıt yok. Sabri Mermutlu şeref tribününde ayağa kalkmış ve, “Beyler bu takımı alkışlayın” demiş. Ondan sonra şeref tribününde başlayan alkış bütün stada yayıldı.
(Baskın Soysal bu maçı anlatırken, çok duygulanıyor. Sanki ilk günkü gibi heyecan içinde anlatıyor.)
Sizin döneminizde Ankaragücü’nün en yıldız futbolcusu kimdi?
Baskın Soysal: Köksal Mesçi büyük topçuydu.
Ankaragücü tribünleri o dönemde “Bastır Ankaragücü” tezahuratıyla ortalığı ayağa kaldırıyordu. Ankaragücü taraftarı hakkında neler söylersiniz?
Baskın Soysal: Ankaragücü taraftarı bizi itekliyordu. Ama gerçekten itekliyordu. Maç kazandırıyordu. Her maç tamamen dolu statta oynanıyordu. Müthiş bir destek verirlerdi. O taraftar önünde her şey daha kolaydı. 


Birsen Soysal: Ankaragücü taraftarı her zaman çok bilinçli ve takımına bağlıydı. Pazartesi günleri evimizin yanında Maltepe pazarı kurulurdu. Pazarcılar sırf Pazar günü oynanan Ankaragücü maçını konuşmak için pazara gelirlerdi. Müşteri gelir bir şey sorardı. Onu hiç duymazlardı bile. O yorgunlukla her deplasmana giderlerdi.
Hep anlatılır ama biz hiç görmedik. Geçmişte taraftarlar birbiriyle yana yana maç izlerlermiş. Bayanlar rahatlıkla maça gidermiş…
Birsen Soysal: Türkiye’deki taraftar profili çok değişti. O dönemler kadın-erkek tribünlerde maç izlerdik. Her maça ailece giderdik. Bir gün bir büyük maç vardı ve 6 bayan kapalı tribününe maç izlemeye girdik. Tamamen dolu…Gecekondu’ya girelim dedim. Polislere tribünleri bölen telleri zorla açtırdım. Kapalı’dan Gecekondu’ya geçtik. Gecekondu’da tulumlu işçiler, pazarcılar, esnaflar var. Maç boyunca 1 tane küfür eden bir adam oldu. Onu da en az 10 kişi susturdu.
Bugün çok popüler olduğu için soruyorum… Erman Toroğlu’la aynı dönemde oynadınız…Toroğlu nasıl bir futbolcuydu?
Baskın Soysal: Tekniği iyi değildi. Ama sağlamdı. Sahaya yüreğini koyardı. Savaşırdı.
Ankaragücü dönemin en sert takımıydı. Maçlar hep kavgalı geçerdi…

Baskın Soysal: Of!.. Çok sert takımdık. Tatar Metin sert oynardı. Kaptan Selçuk’da öyleydi…
60’lı yılların başında Ankara’ya, 69’da Ankaragücü’ne geldiniz. 80’li yıllarda Ankaragücü’nde hocalık yaptınız. Sizce bu dönemde Ankara’daki en başarılı teknik direktör kimdi?
Baskın Soysal: Ankara çok değerli hocalar çıkarmıştır. Mesela bir Sabri Kiraz vardı. Bu işin eğitimini almamıştı. Ama çok başarılıydı. Sabahtan amatör maçları izlemeye giderdi. Ankara’ya çok büyük futbolcular kazandırmıştır.
Ya en başarılı futbolcu?
Baskın Soysal: Çok isim var. Ama Maradona Sadık başkaydı. Onun gibisini görmedim. Kafayı bir kaldırırdı, topa bir vururdu. Ya gol, ya gol pası. Candan Dumanlı’da çok teknikti. Yolda yürür gibi çalım atardı.
Ankaragücü’nün unutulmaz ismi Ertan Adatepe ile hem ayrı takımlarda rakip oldunuz. Hem aynı takımda oynadınız. Ertan Adatepe nasıl bir forvetti?
Baskın Soysal: Fazla mücadele etmezdi. Top ayağına yeter ki gelsin. Gol atmak onun işiydi.

Ya Ali Osman Renklibay?
Baskın Soysal: Çok değişik özellikleri vardı. Türkiye’de hak ettiği yere gelememiştir. Çok güzel goller atardı. Büyük bir golcüydü.
Sizin döneminizde önemli golcüler oynadı. Hiç çekindiğiniz bir isim var mıydı?
Baskın Soysal: Yoktu. Ama Metin Oktay’ı çok beğenirdim… Vefa’da oynarken bana bir maçta hepsi voleyle 4 gol atmıştı. Bir maçta çektiği şutu 90’dan çıkardım. Gelip beni tebrik etti. Şimdi böyle terbiyeli futbolcular fazla yok.
Kaç kez A Milli oldunuz?
Baskın Soysal: Benim dönemimde Turgay Şeren ve Özcan gibi büyük kaleciler vardı. Onlardan bize sıra gelmedi…
Ya Fenerbahçe, Galatasaray veya Beşiktaş’ta oynasaydınız?
Baskın Soysal: O zaman hep ben oynardım.
Ankaragücü size ne ifade ediyor?
Birsen Soysal: Ben söyleyeyim…Kanını kessen sarı-lacivert akar. Hastanede yatarken, bazen kendinde olmuyordu. Ama Ankaragücü’nün maçlarını dinlemek için kızıma radyo getirtti. Ben radyonun sesini kısardım. O, “sesi aç” diye bana bağırırdı. 


Baskın Soysal: Sezonun başında takımın durumuna çok üzülüyordum. 4 puanımız vardı. Ligin sonundaydık. Ama Hikmet Karaman geldi. Takım düzeldi. Bende rahatladım.
Bu kadar sevdiğiniz Ankaragücü kulübünden destek görüyor musunuz?
Baskın Soysal: Kulüp müdürü Aslan Gürsoy ziyaretime geldi. Bana üzerimdeki eşofmanları hediye ettiler. Kulüpte görev yapan eski kalecimiz Arif Peçenek her zaman ilgileniyor. Vedit Arığ ve eski futbolcularımız ziyaretime geliyor. O kadar.
Ben şahsen Ankaragücü kulübünün başkanı ve bütün yönetim kurulunun bu röportajdan sonra sizi ziyaret edeceğine inanıyorum…

Baskın Soysal: Türkiye’de değerlerimiz her geçen gün eksiliyor. Vefa duygusu azalıyor…

Son olarak bugün Ankaragücü’nde oynayan futbolculara ne söylemek istersiniz?

Baskın Soysal: Oynadıkları kulüp çok büyük bir kulüp. Kıymetini bilsinler…


Kaynak : Orhan SAL



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlana Biçimi Kısmından; Anonim veya Adı/URL kısmını Seçerek yorum yapabilirsiniz.
YORUMLARINIZ KONTROL EDİLDİKTEN SONRA, EN KISA SÜREDE YAYINLANACAKTIR.