Ankaragücü Tarihi,ankaragucu,1910,futbolcuları,formaları,armaları,kazandığı kupalar,başarıları,resi

Ankaragücü Tarihi,ankaragucu,1910,futbolcuları,formaları,armaları,kazandığı kupalar,başarıları,resi

Ankaragücü Tarihi,ankaragucu,1910,futbolcuları,formaları,armaları,kazandığı kupalar,başarıları,resi

Tarihin Tanığı 19 Mayıs Stadı


19 Mayıs Stadyumu 20.600 seyirci kapasitesine sahip, Ankara'nın en büyük stadyumu.

Süper Lig takımlarından Gençlerbirliği ve Ankaragücü tarafından futbol müsabakalarında ve resmi kurumlar tarafından düzenlenen tören ve gösterilerde kullanılmaktadır.

Vietti Violi’nin bu projesi, mimari bir yarışmanın sonucu ve Türkiye’de tasarladığı bir dizi spor kompleksinin ilkidir. Kompleks, türünün ilk örneği olmasıyla Türkiye Cumhuriyeti için tarihsel olarak sembolik bir önem taşımaktadır. Yapı, hem sosyo-kültürel, hem de fonksiyonel açılardan önemlidir www.stadiumzone.net göre.

Yapı grubu, kapalı ve açık tribünleriyle ve soyunma odalarıyla birlikte bir atletizm stadyumunu, at yarışları ve askeri yürüyüşler için bir hipodromu, velodromu, rugby, futbol, basketbol gibi takım sporları için antreman sahalarını, tenis kortlarını, jimnastik salonunu, 33 ve 60 m uzunluğunda iki havuzu, soyunma odalarını, sporcu ve kulüp binalarını, ilk yardım ünitesini, bir kuleyi, atış poligonunu ve alanın genel peyzajını ve seyirciler için düzenlenmiş olan açık alanları içermektedir. Stadyum ve hipodromun saçakları ve tribünleri, betonarme yapılardı


Başkentin ve Türk futbolunun en önemli statları arasında yer alan Ankara 19 Mayıs Stadı, tarihi boyunca birçok önemli olaya tanıklık etti.



Türkiye Süper Ligine ev sahipliği yapan en eski statlar arasında yer alan Ankara 19 Mayıs Stadı, kuruluş yılı olan 1936’dan bu yana geçen 74 yılda birçok kupa finaline ve Gençlerbirliği ile Ankaragücü’nün Avrupa kupası maçlarına sahne oldu.

Başbakanlık Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası gibi Türk futbolunun önemli kupa finallerine ev sahipliği yapan Ankara 19 Mayıs Stadı, iki kupada toplam 69 final karşılaşmasına tanık oldu.

Stat, Cumhurbaşkanlığı Kupası finallerine 34 kez ev sahipliği yaparken, bu karşılaşmalarda toplam 94 gol atıldı. Başbakanlık Kupası finallerine ise 35 kez sahne olan Ankara 19 Mayıs Stadı, söz konusu maçlarda 135 gole tanıklık etti.


Başkent ekibi Ankaragücü ise kendi sahası olan 19 Mayıs Stadı’nda cumhurbaşkanlığı kupasını bir kez kazanabildi. Sarı-lacivertliler, kupada iki kez final oynarken, 1981 yılında Trabzonspor’u 1-0 yenerek tarihinde ilk kez bu kupanın sahibi oldu. Ankaragücü’nün, ikinci ligde mücadele ederken, bu önemli başarıyı elde etmesi dikkati çekti. Diğer başkent ekibi Gençlerbirliği ise 1987 yılında oynanan final karşılaşmasında Galatasaray’a 3-2 yenildi.

UNUTULMAZLAR
Ankara 19 Mayıs Stadı, kuruluşundan bu yana geçen 74 yılda birçok önemli olaya tanıklık ederken hafızalarda en çok şu anlar kaldı:

-Ankaragücü Türkiye Kupası 1980-81 sezonunda Boluspor ile oynadığı karşılaşması bu statta 2-1 kazandı. Kupayı kazanmasında önemli rol oynayan bu karşılaşmasının ardından Sarı-lacivertliler deplasmanda rakibiyle 0-0 berabere kalarak Türkiye Kupası’nı kazanmış oldu.

-Gençlerbirliği aynı kupadaki tek şampiyonluğunu 1986-87 sezonunda Eskişehirspor karşısında elde ederken, bu başarıda Ankara 19 Mayıs stadı’nda aldığı galibiyetin payı büyük oldu. Kırmızı-siyahlılar, sahasında oynanan ilk karşılaşmayı 5-0 kazanarak büyük bir avantaj elde ederken, deplasmanda rakibine 2-1 yenilmesine rağmen kupayı kazanan taraf oldu.

-Gençlerbirliği Avrupa Kupası’ndaki en başarılı maçlarını Ankara 19 Mayıs Stadı’nda oynadı. Kırmızı-siyahlı kulüp, Avrupa macerasındaki en önemli başarısını 2003-04 sezonunda UEFA Kupası’nda yaşadı. Kupada 4. tura kadar yükselen Başkent ekibi bu turda İspanya’nın Valencia takımını Ankara 19 Mayıs Stadı’nda oynanan karşılaşmada 1-0 yenmeyi başardı. Rakibiyle deplasmanda oynadığı maçı 2-0 kaybeden Gençlerbirliği, kupaya veda etmişti. Valencia UEFA Kupası’nda o yıl şampiyon olurken, İspanyol ekibini tek yenen takımın Gençlerbirliği olması ise dikkati çekti.

-1996-97 sezonunda Türkiye Kupası 6. turunda eşleşen Gençlerbirliği ile Galatasaray arasındaki maçı, penaltılar sonucunda Gençlerbirliği 18-17 kazanmıştı. Ankara 19 Mayıs Stadı’nda oynanan karşılaşmanın normal süresi 1-1 berabere biterken, penaltılarda tam 33 tane vuruş yapıldı.


-Başbakanlık Kupası finalleri tarihinde Galatasaray Altay’ı 8-1, Boluspor da Muhafızgücü’nü aynı skorla yenerek, kupanın en farklı galibiyetlerini kazandı.









Selim EREN ; 


Babalarımızla alıştık sarı-lacivert renklerin sevgisine… Korkulu bir heyecan vardı içimizde… İlk maçımızda, ilk kez bu kadar kalabalığa ve gürültüye şahit olmuştuk. Nereden bilecektik ki korkarak gittiğimiz yer daha sonra iki hafta sevgisiyle özlem çektiğimiz yuvamız olacaktı. İki, üç maç derken alışmaya başladık gürültüsüne, kalabalığına… Hatta benimsedik o renkleri… Atkımız, şapkamız da oldu.

Çocuk ağzımızla ilk tezahüratımızı da öğrendik: “GURURLUYUZ, GÜÇLÜYÜZ, ANKARAGÜÇLÜYÜZ!”

Hiçbir çimen bu kadar güzel kokmadı burnumuza… Lahmacunu orada öğrendik, içinde çok et olmasa da... Babam ofsaytı anlattı bana orada; defalarca çok anlamasam da anlamaya çalıştım. Önceleri yadırgadığım gol sevinci sonraları en çok özlemim oldu. İlk canlı golü, kırmızı kartı, polisten kaçmayı, hoş olmasa da ilk kavgayı orada gördüm. Annemin hijyen kurallarını orada yıktım. Bana kaç defa söyledi annem, dışarıda açıktan yemek yeme diye… Ama çok acıkınca maç kuyruğunda, dayanamadım yedim eşek köftesini… Hayatımda ilk kez bir yere girmek için orada altı saat kuyrukta bekledim; sıkılmadan usanmadan... Heyecanla ve umutla gidip, zaman zaman yenilince ağlayarak döndüğüm yer de orasıydı. Ben Gençlik Parkını hep bugi bugiler ve çarpışan otolarla bağdaştırırdım. Bilemezdim ki büyüdüğümde Gençlik Parkı çocukluğumdakinden daha anlamlı bir yer olacaktı; çukuruyla, kafeleriyle…

Ben Tandoğan’ı sadece meydan, garı da trenlerin durduğu yer olarak bilirdim çocukken. Hâlbuki oraya gitmek için bana açılan yol oldular sonraları. Bademciklerim şiştiğinde yatağım dışında yattığım tek yer orası oldu. Cayır cayır ateşim vardı, hava buz gibiydi ve bana yumuşacık gelen tahta sıralarında yatıp bekledim maçı… Annem, babam, sevgilim arkadaşlarım bana oraya gittiğim için düşman oldular; umurumda da olmadı hani doğrusu… Kapalısını, açığını ve kale arkalarını hep sevdim oranın. Aramızda kalsın, yavuklumun mektuplarını orada açar okur, çok keyif alırdım. Üzüldüm, orada açtım derdimi… Sevindim, orada paylaştım sevincimi… Şimdi halen görüştüğüm otuz yıllık arkadaşlarımı orada tanıdım. Kimisiyle iki haftada bir, kimisiyle her gün görüştüm ama her zaman hep berabermiş gibi hissettik birbirimizi. İnsan nerden bilir ki kırk sene önce oturduğu koltukta oğlu ile beraber oturacak? İşte biz ortada oturduk, sanki aradan bir yıl geçmemiş gibi… Aynı atkıları, şapkaları çocuklarımıza da oradan aldık. Babalarımız maçı görelim diye bizi sırtına alırdı; biz de orada omzumuza aldık çocuklarımızı… Hayatta her şey aynı kalmadığı gibi bizimle beraber orası da yaşlandı. Ama kanser de olmadı ya, tedavi edebilirlerdi Hemen vazgeçtiler; nankörlük edip terk ettiler. Kırk yıllık sevgimizden nasıl vazgeçeriz bir anda?

Yazın güneş olduk çimenlerine… Kışın kar tanesi bembeyaz… İlkbaharda tomurcuk olup açtık. Sonbaharda kuru, sarı yapraklar gibi döküldük. Umutlandık, duygulandık, üzüldük, sevindik. Ana babamız hariç bu kadar sevgimizin sürdüğü bir şeyimiz olmadı.

YOK YOK! BİZ ORAYI ÇOK SEVDİK. DAHADA SEVECEĞİZ. BELKİ DAHA YENİ, DAHA GÜZELLERİ VAR AMA BİZ ORADA BÜYÜDÜK. BAŞKA YERDE MUTLU OLAMAYIZ Kİ! BAŞKA SEVGİYE ALIŞAMAYIZ Kİ!

İNSAN ÇOCUĞUNUN ANNESİNE VEFASIZLIK EDEBİLİR Mİ? BİZİM EVLADIMIZ ANKARAGÜCÜ, ANASI DA 19 MAYIS STADIDIR! BU DA BÖYLE BİLİNE! ÇÜNKÜ BİZ ORADA BÜYÜDÜK!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlana Biçimi Kısmından; Anonim veya Adı/URL kısmını Seçerek yorum yapabilirsiniz.
YORUMLARINIZ KONTROL EDİLDİKTEN SONRA, EN KISA SÜREDE YAYINLANACAKTIR.